Bu yıl teknoloji temasını işleyerek 93’üncü kez düzenlenen İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF), ziyaretçilerine çeşitli teknolojik yeniliklerle dolu bir deneyim sunuyor. Sanatseverleri sanatın derinliklerine çeken Digital Echos Sergisi, 7’den 70’e pek çok İzmirli’nin ilgisini çekiyor. 20 sanatçının eserlerinden oluşan bu sergi, interaktif bir deneyim alanı sağlayarak izleyicilere farklı bir bakış açısı sunuyor.
Küratörlüğünü Nihat Özdal’ın üstlendiği ve 20 sanatçının eserlerinden oluşan Digital Echos Sergisi, 93. İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) kapsamında Kültürpark Atlas Pavyonu’nda ziyaretçilerini bekliyor. Ziyaretçilerin etkileşimli olarak deneyimleyebildiği bu dijital sergi, teknoloji temasıyla kapılarını açan İEF’te büyük bir ilgi görüyor.
Sergi, dijital deneyim alanlarıyla dolu olup, Aylin Taslak’ın VR Labyrinth Project’inden, Garip Ay’ın İnteraktif Ebru Sanatı Ekranı’na, Artırılmış Gerçeklik Duvarı’ndan, Uzay Kampı Türkiye’nin VR Gözlüklü Simülasyonu ve Bilim Kahramanları ile Dünya Robot Olimpiyatı Deneyimi’ne kadar çeşitli yenilikler sunuyor. Ziyaretçiler, VR gözlükleri takarak uzayın derinliklerinde dolaşabiliyor, hatta Dünya’yı dışarıdan gözlemleyebiliyor. Ebru sanatını el ve kol hareketleriyle yönlendirebildikleri dev ekran ise özellikle çocuklar için büyük bir ilgi odağı oluyor.
“Ziyaretçilerimizi bu dijital deneyimi yaşamaya davet ediyoruz”
Sergi hakkında bilgi veren küratör Nihat Özdal, “İzmir Enternasyonal Fuarı bu yıl teknoloji temasıyla kapılarını açtı. Biz de bu temayı selamlayarak 20 sanatçının eserlerini bir araya getirdiğimiz bu sergiyi düzenledik. Sergimizde video art ve yağlı boya tablolar gibi farklı disiplinlerden eserler yer alıyor; ancak tüm çalışmalarda dijital çağın hızına karşı sanatçıların derinlik algısı ve sanatın bu dijital çağdaki yansıması ön plana çıkıyor. Eserlerin büyük bir kısmı etkileşime açık ve ziyaretçilere dijital bir deneyim sunuyor. VR gözlüklerle oynanabilecek çeşitli oyunlar ve sanata dokunarak şekil verilebilecek dijital deneyim alanları mevcut. Etkileşime açık, deneyim odaklı ve fuarın ruhuna uygun bir sergi hazırladık. Atlas Pavyonu, fuarın kalbinde yer alıyor ve Türkiye’nin en etkileyici sergi salonlarından biri. Ziyaretçilerimizi bu dijital deneyimi yaşamaya davet ediyoruz” dedi.
“Sanat da dijitalleşti”
“Sanat da dijitalleşti” diyen Garip Ay’ın İnteraktif Ebru Sanatı Ekranı önünde, el ve kol hareketleriyle ebru sanatına yön veren 8 yaşındaki Yiğit Yankı Karaca, “Desenleri hareket ettirdim. Eğlenceliydi. Desenleri hareket ettirmek ve bu deneyimi yaşamak çok farklı ve şaşırtıcıydı” dedi. Annesi Yasemin Karaca ise, “Sabit bir resim yerine hareketli bir resim görmek çocuklar için farklı bir deneyim oldu. Sanat artık dijital ortamda da aktarılmaya başladı. Bu imkanın sağlanması hem çocuklar hem de bizim için çok değerli,” diye ekledi.
“Herkesin bu deneyimi yaşaması gerektiğini düşünüyorum”
Aylin Taslak’ın VR Labyrinth Project’ini deneyimleyen ve VR gözlükleriyle dijital bir ortamda gezinme fırsatı bulan Evrim Şahin, “VR gözlükle yüksekte bir yolda yürümeye çalıştım. Gökyüzünde bir noktaya ulaşmaya çalıştım. Yükseklikten korktuğum için oldukça heyecan verici bir deneyim oldu. Bu kadar gerçekçi bir deneyim yaşamak harikaydı, fakat yükseklik korkum nedeniyle yukarıya ya da aşağıya bakamadım. Yoldan çıkarsam gerçekten düşeceğimi hissettim. Teknoloji çağında yaşıyoruz ve herkesin bu deneyimi yaşaması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
Uzay Kampı Türkiye VR Gözlüklü Simülasyon alanında uzayda gezinen 7 yaşındaki Duru Parapan ise, “Çok heyecanlandım. Dünya’yı gördüm. Çok güzeldi. Sanki Ay’da zıplıyordum ve gerçekten oradaymışım gibi hissettim,” diyerek duygularını paylaştı.
20 sanatçının eserlerinden oluşan sergi, Aslı Özer, Can Memişoğulları, Cansu Sönmez, Cemal Şamlı, Deniz Çalışkan, Dilara Başköylü, Ecem Dilan Köse, Genco Gülan, İpek Taçmahal, İrem Zeynep Duran, Kahraman Turan, Merve Güç, Nadide Acar, Neda İsmail Atar, Olcay Gültepe, Sezen Ümitli, Xebat Bayram, Varol Topaç, Yasin Uysallar ve Yonca Karaaslan gibi sanatçıları bir araya getiriyor. Digital Echos sergisi, teknolojinin Heideggerci anlamda bir açığa çıkarma aracı olarak işlev görmesi üzerinden, varoluşun hem ifşa eden hem de gizleyen ikili doğasına odaklanıyor. Sergi, dijitalin varlık ve yokluk arasındaki ince çizgide nasıl bir estetik deneyim sunduğunu incelerken, dijital teknolojilerin sanatın bu diyalektiğini nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seriyor.